Teraryum Nedir ?
Teraryum bir cam kap içinde yaşayan bitkilerin yer aldığı minyatür bir bahçedir. Bir teraryum aynı zamanda, bir ormanın, bir çölün, bir tropik ormanın minik kopyasıdır. Kısacası Teraryum bir cam kap içinde yapılan, içinde değişik bitkilerin ve dekoratif objelerin konabileceği, ufak ekosistemlerdir.
Her şeyin bir tarihi vardır, her şey zaman içinde gelişir ve gelişimine devam eder. Teraryumlarda zaman içinde değişik amaçlarla üretilmeye başlanmış olup, günümüzdeki haline gelmiştir.
Bu gün bildiğimiz anlamda teraryumların tarihi 19 yüzyıla dayanır ve başlangıç noktası olarak Wardian deneyleri kabul edilir. . Ama bundan yıllar önce, MÖ 500 yıllarında Eski Yunanistan da Adonis ( Antik Yunan da çiçek ve baharın temsilcisi olarak kabul edilir) festivallerinde benzer teraryumlara rastlanmaktadır. Antik Yunan da mitolojik tanrıları mutlu etmek için değişik zamanlarda değişik tanrılara adanan festivaller vardı. Bu festivallerde çeşitli kutlamalar yapılır ve inandıkları tanrılarına adaklar verilirdi. Afrodit büstü, bir cam kubbenin altında etrafında bitkilerle Adonise ithaf edilir ve festival boyunca kentlerde sergilenirdi. Bu ilk teraryumlar 8 gün boyunca sergilenmekte daha sonra da kaldırılmaktaydı. Bu teraryumlar daha sonra Ege Denizi ne atılarak, ölüm ve yeniden doğuş sembolize edilirdi.
Eğer eski Yunanlılar, bu teraryumlara denize atmayıp, saklasalardı, teraryumların gelişimi için Londra’da yaşayan Dr.Nathaniel Ward ın yanlışla yaptığı keşfi beklemek zorunda kalmayacaktık ve Teraryum malzemeleri bundan binlerce yıl önce hayatımıza girecekti.
1829 da bir gün, Doktor Nathaniel Ward, yetişkin bir Sfenks Güvesi kuluçkasını koza halinde iken incelemeye karar verdi. Kozayı bir cam kavanoz içindeki ıslak toprağa gömdü ve üstünü de bir metal kapak ile kapattı. Zaman içine toprağın üzerinde kendiliğinden eğrelti otları ve çimler çıkmaya başlayınca, doktorun dikkati bitkilere yöneldi. 4 yıl boyunca bitkiler suya ve havaya ihtiyaç olmadan gelişimlerini sürdürdüler. Zaman içinde metal kapak çürüyünce içine yağmur suyu girmeye başladı ve fazla su bitkilerin köklerini çürüttü. Bu deney, 19 yüzyılın Londra’nın kirli havasında yetişme imkansız gibi görünen bazı bitkilerin bu kapalı cam ortamlada yetiştirilmesi konusunda Ward’a ilham verdi. Ward daha sonra bu benzer deneyi yaklaşık 100 değişik eğrelti grubu ile denedi ve hepsinde başarılı oldu.
Teraryum bir cam kap içinde yaşayan bitkilerin yer aldığı minyatür bir bahçedir. Bir teraryum aynı zamanda, bir ormanın, bir çölün, bir tropik ormanın minik kopyasıdır. Kısacası Teraryum bir cam kap içinde yapılan, içinde değişik bitkilerin ve dekoratif objelerin konabileceği, ufak ekosistemlerdir.
Her şeyin bir tarihi vardır, her şey zaman içinde gelişir ve gelişimine devam eder. Teraryumlarda zaman içinde değişik amaçlarla üretilmeye başlanmış olup, günümüzdeki haline gelmiştir.
Bu gün bildiğimiz anlamda teraryumların tarihi 19 yüzyıla dayanır ve başlangıç noktası olarak Wardian deneyleri kabul edilir. . Ama bundan yıllar önce, MÖ 500 yıllarında Eski Yunanistan da Adonis ( Antik Yunan da çiçek ve baharın temsilcisi olarak kabul edilir) festivallerinde benzer teraryumlara rastlanmaktadır. Antik Yunan da mitolojik tanrıları mutlu etmek için değişik zamanlarda değişik tanrılara adanan festivaller vardı. Bu festivallerde çeşitli kutlamalar yapılır ve inandıkları tanrılarına adaklar verilirdi. Afrodit büstü, bir cam kubbenin altında etrafında bitkilerle Adonise ithaf edilir ve festival boyunca kentlerde sergilenirdi. Bu ilk teraryumlar 8 gün boyunca sergilenmekte daha sonra da kaldırılmaktaydı. Bu teraryumlar daha sonra Ege Denizi ne atılarak, ölüm ve yeniden doğuş sembolize edilirdi.
Eğer eski Yunanlılar, bu teraryumlara denize atmayıp, saklasalardı, teraryumların gelişimi için Londra’da yaşayan Dr.Nathaniel Ward ın yanlışla yaptığı keşfi beklemek zorunda kalmayacaktık ve Teraryum malzemeleri bundan binlerce yıl önce hayatımıza girecekti.
1829 da bir gün, Doktor Nathaniel Ward, yetişkin bir Sfenks Güvesi kuluçkasını koza halinde iken incelemeye karar verdi. Kozayı bir cam kavanoz içindeki ıslak toprağa gömdü ve üstünü de bir metal kapak ile kapattı. Zaman içine toprağın üzerinde kendiliğinden eğrelti otları ve çimler çıkmaya başlayınca, doktorun dikkati bitkilere yöneldi. 4 yıl boyunca bitkiler suya ve havaya ihtiyaç olmadan gelişimlerini sürdürdüler. Zaman içinde metal kapak çürüyünce içine yağmur suyu girmeye başladı ve fazla su bitkilerin köklerini çürüttü. Bu deney, 19 yüzyılın Londra’nın kirli havasında yetişme imkansız gibi görünen bazı bitkilerin bu kapalı cam ortamlada yetiştirilmesi konusunda Ward’a ilham verdi. Ward daha sonra bu benzer deneyi yaklaşık 100 değişik eğrelti grubu ile denedi ve hepsinde başarılı oldu.